Dünya’nın dönüş hızının yavaşlamasına bağlı olarak domino taşı etkisinde akıllara gelmeyecek değişimler bizleri bekliyor. İlk olarak dünya dönüşü yavaşladıkça günler daha uzun olmaya başlayacak küresel ısınmanın dolaylı etkileri hissedilmeye başlanıyor.
Harvard tarafından yapılan araştırma sonuçları bilim adamlarını korkutuyor. Dünya’nın eksenlerinde ve kütlesinde yaşanan ufak değişimler bile hissedilir derecede sıcaklık değişimlerine yol açarken buzulların eriyerek boyutunu değiştirmesi dönüş hızını yavaşlattı.
Neden yavaşladı ?
Buzulların eriyerek okyanus sularına karışması su seviyesini yükseltirken dünya büyüdü diyebiliriz. Dünyanın daha büyük bir kütle haline gelmesi ve elips şeklinin değişerek kutup noktalarının küçülmesi eksen çizgisinin yani dünyanın ortasının büyümesi çekirdekten alınan gücü etkilerken dönüş hızında yavaşlamaya neden oldu. Çekirdek gücünün daha büyük bir dünya için yeterli olmaması ve yavaşlamasına neden olurken tam 1 milisaniye günler uzadı. Eğer bu değişim devam ederse 2100 yılında günler 5 milisaniye daha uzun olacak buda yılda 1-2 saniye olarak daha uzun bir yıl geçireceğimizi gösteriyor.
30 Şubat mı Geliyor ?
Zaman kavramını dengede tutmak adına yaşadığımız 29 Şubat 4 yılda bir 6 saatlik fazlalığın atılması için kullanılırken yeni bir fazla zaman 30 Şubat’ın eklenmesine neden olabilecekken bir gün 24 saat kavramının değişebileceğini hatırlatalım.
Korkutan teori
Dünya’nın hacminin büyümesi ve dönüş hızının yavaşlaması, olası bir yörünge değişimine neden olursa felaketlerle sonuçlanabilir. Alıştığımız iklimlerin değişmesi dünyanın çekim gücünün değişmesi ile hayvanların göç yollarında olası sapmalar yaşanarak hayatlarını kaybetmesi doğanın dengesini değiştireceği gibi tarımda yaşanacak aksilikler tüm insanlık arasında kıtlığa neden olabilir. Alışmadığımız mevsimlerin ve doğal felaketlerin gelmesini tetikleyebilir. Ayrıca çekim gücüne bağlı olarak fay hatlarının hareket etmesiyle büyük depremler yaşanabilir.
Küresel ısınma tüm ülkelerinin problemidir ve acil olarak önlemler alınmalıdır.
