Bugüne dek sayısız oyunda aşılması, yenilmesi en zor yaratıklara, düşmanlara ya da en güçlü silahlara verilen bir isimdi LEVIATHAN adı. Merak edip de bakmamıştım hiç. Paradox Interactive’in dağıtımını yaptığı Leviathan: Warships’i oynayınca “eh artık bakmanın zamanı gelmiştir” dedim. Leviathan gerek musevilikte gerek hıristiyanlıkta bolca geçen bir isim.
Kimi yerlerde denizlerin şeytani canavarı olarak geçiyor, kimi zaman aşılması imkansız zorluklar için simgesel olarak kullanılıyor. Ama nihayetinde hep denizle ilgili en afilli, en güçlü birimler Leviathan ismini alıyor. Gemiler, deniz,kumsal ve güzel kızlar, öhöm, pardon ne güzel kızları bol bol patlama için buyrun Leviathan: Warships’e.
Benim gemim senin gemini döver, batırır, ağzını burnunu kırar
Aslına bakarsanız Leviathan: Warships bir platformlar arası oyun olacağı için gören gözler için ilk bakışta fazlasıyla basit görünüyor. Sıra tabanlı bir oyun olan L:W’de (Leviathan Warships) oyuncular ellerindeki gemilerle rakip takımın gemilerini bir şekilde batırmaya çalışıyor.
Birbirinden oyun türleri olsa da L:W neredeyse bütün köşelerini MULTIPLAYER odaklı kurmuş. O yüzden adam akıllı bir senaryo modu beklemiyor, doğrudan diğer oyuncuların defterini dürmeye odaklanıyoruz. Hemen acayip keyifli oynanış biçiminden bahsedelim; aslında oyun sıratabanlı ama klasik sıra tabanlı oynanış biçiminden biraz farklılık gösteriyor.