Şu anda teknoloji ile birlikte çok farklı bir hal alan telefonlar, ilk çıktığı hallerinden oldukça uzak bir durumda. İlk çıkış noktası, ses dalgalarının uzağa iletilmesi amacıyla oluşturulan telefon, belli merkezlerde yer almıştır. Santraların kurularak iletişim sağlanması ile yaygınlaşan telefon kullanımı kısa süre içerisinde uluslar arası iletişim sağlama konusunda da imkan sağlamıştır.
İlk telefon
Bilindiği gibi telefonu insanlığa kazandıran isim Alexander Graham Bell oldu. Tarih 1876’yı gösterirken, Alexander Graham Bell tarafından insanlık tarihi için yeni bir sayfa açılarak iletişimin ilk adımları atılmış oldu. Eski yıllarda yaşanan acil durumlara karşı haberleşmenin imkansızlığı, anlık haber iletme konusunda insanlara arayışa itmesinin de etkisi ile birlikte Alexander Graham Bell bu konuda başarılı bir çalışmaya imza atarak telefonu icat etmiştir. Telefonun icat edilmesinin üzerinden sadece 10 yıl geçmesine rağmen telefonlar dünyanın çeşitli noktalarına dağılmış durumdaydı.
Telefonun Evrim Süreci
Telefonun bulunması, bir anlamda yenilik olarak kabul edilse de bir adet telefon iletişim kurma konusunda yeterli değildi. Bu nedenle insanların bu yeniliği kabul etmesi ve telefonun diğer kişiler tarafından da kullanımı için uyarlanması zaman aldı. Tüm bu çalışmalar bittiğinde ise ilk telefon görüşmesi gerçekleşti. Takvimler 10 Mart 1876’yı gösterirken Alexander Graham Bell ilk telefon görüşmesini gerçekleştirdi. Bell’in ilk telefon görüşmesini yaptığı Thomas Watson’a söylediği ilk söz ise “Watson buraya gelebilir misin? Yardımına ihtiyacım var” oldu.
Telefonun kullanım konusunda daha fazla kişiye ulaşmasındaki en önemli etken, Alexander Graham Bell’in bu buluşuna pek çok önemli insanın inanmış olmasıdır. Centennial Exposition adındaki bir kuruluşun desteği ile birlikte 1877 yılında kurulan Bell Telephone Company bu konuda bir anlamda fabrikasyonu sağlamayı başardı.
Bu evrim süreci ile kısa süre içerisinde yayılan ve gelişen telefon konusunda en önemli ülke Finlandiya oldu. Pek çok mobil sektörü liderinin merkezinin burada olması da bunun en büyük göstergesidir. Fakat global bir dünya da şu an için Finlandiya ile diğer ülkeler arasındaki fark önemsenmeyecek bir duruma gelmiştir.
Alexander Graham Bell’in bu buluşu, sabit hatlar için geçerli bir durumdu ve günümüzde kullanılan ev telefonları için bir prototip oluşturuyordu. Fakat günümüzde artık giderek daha az kullanılan bu telefonların yerini cep telefonları aldı. Bu bakımdan cep telefonlarının da ilk tarihine göz atmak yararlı olacaktır.
İlk Cep Telefonu
Her ne kadar günümüzde eski gücü olmasa da cep telefonları konusundaki en önemli adım Motorola tarafından atıldı. Tarihler 1973’ü gösterdiğinde ABD’de faaliyetlerini sürdüren Motorola, bu konuda tüm izinleri almayı başardı ve yeni bir model üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırdı. Tüm bu çalışmaların sonucunda ortaya çıkan ürün ise DynaTAC 8000X oldu. 794 gram ağırlığında olan ve hantal bir yapıya sahip olan Motorola’nın bu modeli, her ne kadar şu an için kabul görmeyecek olsa da dönem şartlarına göre oldukça önemli bir buluştu. Zira telefon görüşmeleri için artık kablolara ihtiyaç kalmadığı gibi telefonu insanların yanlarında taşıması mümkün oldu. Tabi her ne kadar ağırlığını göz ardı etsek de…
Bu şekilde hareketli ve farklı bir gelişim süreci olan telefonlar için hala bir değişimden söz etmek mümkün. Zira geçtiğimiz son yıllara kadar akıllı adından söz edilmeyen telefonlar için artık akıllı telefon adı kullanılsa da gelecek yıllarda özelikle insan ve yaşam ile daha entegreli olan modellerin çıkacağını söylemek yanlış olmayacaktır. Bu bakımdan bir hayat asistanı olmaya başlayan telefonlar ile tüm işleri kolaylaştırmak mümkün olacak.
