Total War: Warhammer 2 Rise of th Tomb Kings İncelemesi
Total War: Warhammer 2, hem Warhammer yapımları geçmişinin hem de Total War serisinin en iyi oyunlarıydan biri olarak biliniyordu. Warhammer 2 harika kurulmuş dengesi ve çok keyifli oynanışı ile beğenimizi kazanmıştı. Rise of the Tomb Kings (Kabir Kralları) DLC’sinde ve Antik Mısır’a gidiyoruz.
Kabir Kralları, 4 ayrı Lord ve kendine özel oynanış mekanikleriyle karşımıza çıkıyor. Warhammer 2’nin Girdap’ın senaryo modu, ardı arkası gelmeyen Kaos savaşçıları saldırıları ve Girdap’ı ele geçirmek için birbirine karışan fraksiyonların mücadelesi yüzünden çok daha güvenli metodik oynamanız gereken bir oyun moduydu. Fakat bu durum Rise of the Tomb Kings eklentisinde tamamen değişiyor.
Takipçileri tarafından tanrı muamelesi gösterilen 4 Kabir Kralı, bir zamanlar Nehekhara’da hüküm sürüyorlardı, ancak büyük bir lanetin üzerlerine çöktü ve tüm Nehekhara mahvedildi. Büyük yıkımın ardından ölümsüz olan Kabir Kralları intikam ateşiyle toprağın altından çıktılar ve tüm dünyayı tekrar fethetmeyi amaçlıyorlar.
Khemri, Lybaras Sarayı, Nehek’in Sürgün Edilmişleri ve Negash’ın Takipçileri. Tomb Kings eklentisi oyuna Kabir Krallıkları fraksiyonu ve dört yeni Lord ekliyor. Khemri şu an için başlangıç şehri ve konumu dolayısıyla en basit fraksiyon. Nehek’in Sürgün Edilmişleri ise en zor fraksiyonların başında geliyor. Burada hikayeye Kara Elfler’in ortasında başladığınızı söylememiz yeterli olacaktır. Lybaras Sarayı da kolaylardan, diğer Kabir Kralları ile ilişkilerinizi sıcak tutarsanız diplomasi de problem yaşamıyorsunuz. Negash’ın Takipçileri ise yeni DLC’nin en zor lordu konumunda. Hem Kabir Kralları ile arası bozuk, hem de başlangıç noktanız oldukça zorlu.
Yeni ek paketin Warhammer 2’ye getirmiş olduğu en önemli değişiklik Kabir Kralları’nın ordu sisteminde yapılmış. Kabir Kralları ölümsüzlüğe sahip oldukları ve askerlerini eğitmeden, binlerce yıldır uyuyan ölümsüzleri ayaklandırdıkları için herhangi bir ordu masrafları olmuyor. Ordu masrafı olmadığı için yeni bir sınırlandırma olarak “sınırlı sayıda ordu çıkarma” hakkı getirilmiş. Bu sayıyı araştırma ağacını kullanarak yükseltmeniz mümkün kılınmış.
Bahsettiğimiz ordu sistemi oyunu oynama tarzınızı tamamen değiştiriyor. Eskiden turtle yapıp, sakin sakin ilerlediğimiz fraksiyonların ardından bu taktiği Kabir Krallığı’na uyguladığımızda ne kadar saçma bir şey yaptığımızı fark ettik. Ordularınızı muhafaza etmek ve yaratmak mümkün olduğu için kontrolsüz ve agresif bir şekilde etrafa saldırabiliyorsunuz. Ordularınızı yok olması, bir kayıt dosyasını boşa harcadığınız anlamına gelmiyor. Mahvolmuş bir orduyu, üç tur içinde tekrar diriltebiliyorsunuz. Rise of the Tomb Kings, akın akın gelen ölümsüzler ordusunun hissiyatını yansıtmayı harika bir şekilde başarmış. Rakibiniz tarafından bozguna uğratılsanız bile yerine hemen başka bir ordu koyabiliyorsunuz.
Bedava bir ordu sistemi oyunun dengesinin bozulması demek, ancak geliştirici firma Creative Assembly uyguladığı sistemle oyunun dengesini kurmayı başarmış. Basit bir-iki birlik haricinde önemli birliklerinizin kapasitesi, ele geçirdiğiniz şehirlerde kurduğunuz askeri binalara göre belirleniyor. Örnek verecek olursak, ordunun önlerinde ilerleyen ve pek bir etkisi bulunmayan İskelet Savaşçıları’nın yanına güçlü ve zırhlı Kabir Muhafızları koymak isterseniz onları çıkartabileceğiniz askeri binayı yapmış olmanız gerekiyor. Ancak bir bina inşa etmek o binanın çıkartabileceği askeri birimden onlarca yapabileceğiniz anlamı taşımıyor. Binanın size iki Kabir Muhafızı’na izine verdiğini varsayalım, bu sayıyı dörde çıkarabilmek için aynı bölgede aynı binadan tekrar inşa etmeniz gerekiyor. Ne kadar fazla bina, o kadar fazla özel asker.
Askeri binalara ek olarak özel birimler çıkarabilmeniz için gerekli olan bir diğer kaynak da Kaponik Çömlekler. Hikayemizin Antik Mısır’da geçtiğini söylemiştik. Kanopik çömlekler zamanında insanları mumyalarken iç organlarının konulduğu kaplardı. Ölümsüz Kabir Kralları’nın bunları kaynak olarak kullanıyor olması sizleri şaşırtmamıştır. Bu çömlekleri düşman ordularını yenerek biriktirebiliyorsunuz ve Kabir Kralları’nın diğer oynanış mekaniklerinden biri olan Ölüm Kültü’nde kullanıyorsunuz. Burada Kaponik Çömlek ve altın kullanarak çeşitli araştırmalar yapıp özel eşyalar üretebiliyorsunuz. Ancak Ölüm Kültü’nün en büyük ve önemli özelliği, Nehekhara efsanevi lejyonlarında bulunan birlikleri uyandırabiliyor olması. Altın ve çömlek karşılığında, ordunularınıza belli zaman aralıklarıyla aktif olacak güçlü birlikler dahil edebiliyorsunuz. Bu birliklerin kendilerine ait cooldown süreleri bulunuyor ve aynı anda birer birer kaldırılabiliyorlar.
Kabir Kralları da kendi araştırma ağaçları ile birlikle karşımıza çıkıyorlar. Yukarıda ordu sayılarından bahsetmiştik, o sayıyı arttırmak için gelmeniz gereken yer burası. Kabir Lordları her zaman hanedanlıklarının öğretilerini ve bilgeliklerini araştırıyorlar. Araştırma ağacında 6 farklı hanedanlık yer alıyor ve her birinin tamamlanması 50 turn’ü bulabiliyor, ne kadar fazla hanedanlık araştırırsanız, sonraki araştırma %30 daha uzun sürüyor. Ancak araştırdığınız her hanedanlık fazladan bir ordu slotu ve farklı alt araştırma opsiyonları sunuyor. Bu alt seçeneklerde kısa ama çok da etkili olmayan araştırmalar mevcut.
Girdap’ın Gözü dört fraksiyonun büyülü Girdap’ın gücünü ele geçirmek adına birbirleriyle mücadele ettikleri bir hikayeydi. Ayinler yaparak diğer fraksiyonları geride bırakmaya çaba gösteriyordunuz. Kabir Kralları’nınsa ayinlerle hiç yok. Rise of the Tomb Kings DLC’sinde sizi zafere ulaştırabilecek yol, Nagash’ın Kitapları’nı toplamaktan geçiyor. Seçtiğiniz lord’a göre oyunun haritasına dağıtılmış 9 adet kitap göreceksiniz. Bu kitaplardan en az 5’ine sahip olabilmek asıl hedefiniz olacak. Bu kitapları deli gibi savunan şehirleri fethederek veya etrafta gezinen zorlu orduları yok ederek ele geçirebiliyorsunuz. Girdap’ın Gözü artık beni çok sıktı diyorsanız, Rise of the Tomb Kings lordlarını, geçtiğimiz aylarda oyuna ücretsiz olarak gelen Ölümlü İmparatorluklar hikayesinde de zafere ulaştırmaya çalışabilirsiniz.
Oyunu sevmemize sebep olan en temel özellik DLC’nin atmosferinde yatıyor. Kabir Kralları’nın Antik Mısır’a benzeyen arka plan hikayesi, muhteşem lordları ve karizmatik birimleriyle bizleri Rise of the Tomb Kings’e bağlayan önemli faktörlerden bir kaçı oldu.
Her lordun başlangıç alanı farklı olduğundan dolayı kimisinde Elflerle kapışmak durumunda kalıyorsunuz, diğerindeyse diğer Kabir Kralları ile. Savaşlar genellikle pirus zaferi ile sona eriyor. Savaş Sfenksi aşırı derece güçlü olacak şekilde hazırlanmış. Savaş arabaları okçulara karşı etkiliyken, zırhlı piyadeler tarafından rahatlıkla savuşturulabiliyor. İskelet Savaşçılar başlangıçtaki 20-25 turn bizleri idare etmeyi başarsa da, sonrasında zırhlı birliklere karşı etkileri ortadan kayboluyor. Savaş konusunda, hatta gelen olarak DLC’nin tek sıkıntı yaratan noktası otomatik sonuç özelliğinin sağlıklı çalışmıyor oluşu. Dört orduyla girmeye çalıştığımız muharebede bile tüm ordularımızın ortadan yok olması pek mantıklı olmuyor. Bazen elinizden geleni yapsanız bile muharebe zafer tahmini %50’nin üzerine çıkmıyor. Bu yüzden tüm savaşlarınızı kendiniz oynamanızı tavsiye ederiz.
Rise of the Tomb Kings, bir Warhammer 2 DLC’sinden beklediğiniz her şeyi barındırıyor. Warhammer 2’yi keyifle oynadıysanız bu ek paketi de oynamayı unutmayın.
Rise of the Tomb Kings Artıları
- Kanopik Çömlekler ile efsanevi lejyonları uyandırma fikri harika
- Ordu sistemi sayesinde istediğiniz gibi hareket edebiliyorsunuz bu da oyundan aldığınız keyfi arttırıyor
- Nagash’ın Kitapları’nı toplama görevi oyuna farklı bir hava getirmiş
- Yeni ordu sistemi ve onun getirdiği oynanış değişikliği muazzam
- Oyuna eklenen lordlar ve birimler oldukça karizmatik
Rise of the Tomb Kings Eksileri
- Otomatik sonuç sistemi doğru düzgün çalışmıyor, savaşlarınızı kendiniz oynamalısınız