COVID–19 kısıtlamaları, kapalı mekanlarda daha fazla zaman geçirdikleri için normal bir sosyal yaşamın çoğunu mahrum bıraktığından, geçen yıl teknoloji kullanımı daha da arttı. Bu, birçok insanın cihazlarına bağımlı hale geldiklerini hissetmesine neden oldu ve Yeşilay Danışma Merkezi (YEDAM), teknoloji bağımlılığı raporlarına ilişkin bağımlılık yardımı taleplerinin geçen yıl iki katına çıktığını bildirdi.
Uzmanlar, internet, çevrimiçi oyunlar ve sosyal medya platformlarının, yaşları ne olursa olsun insanların bağımlı hale gelmesini kolaylaştırdığını söylüyor. Teknolojik cihazların yoğun kullanımı hem fiziksel hem de sosyal sorunlara yol açabiliyor. Uzun süre ekrana bakmak boyun kaslarında ağrı ve sertliğe, vücut duruşunda bozulmaya ve göz iltihabına neden olabiliyor.
Sosyal alanda, sosyal aktivitelerde azalma, depresyon, dikkat eksikliği, zaman yönetiminde başarısızlık ve akademik başarıda düşüş yaşanabiliyor. Teknoloji bağımlılığı, bağımlılıklarla mücadele eden ve nüksetmeyi önlemeye yönelik hizmetler sunan kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Yeşilay’ın (Yeşilay) bağımlılıklar listesinde yer alıyor.
Yeşilay Başkan Yardımcısı Mehmet Dinç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, teknoloji bağımlılığının temel olarak sundukları içerik çeşitliliği nedeniyle internete bağlı dijital teknolojilerin tetiklediğini söyledi. İnsanlar çeşitli sayfalarda, videolarda ve sosyal medya hesaplarında zaman harcadıkça, tabiri caizse bir tavşan deliğinden aşağı inmek kolaylaştı.
Akademik verilere atıfta bulunan Dinç, kimyasal bağımlılıkların insanları fizyolojik ve sosyal olarak etkilediği gibi online oyunların ve kumarın da insanlara zarar verebileceğini vurguladı. Dinç, buna rağmen insanların zararları hafife aldıklarından genellikle teknolojik bağımlılık konusunda yardım almak istemediklerini de sözlerine ekledi.
“Kullanım amacı çok önemli. Neden bilgisayar, telefon, internet ya da dijital teknolojilerin herhangi bir uygulamasını kullanıyorum?” diye sormalıdır. Öğrenmek ya da eğlenmek olabilir, diğer işlevi hayatı kolaylaştırmak ama net sınırlar çizmezsek sorun yaşayabiliriz” dedi.
“Çocuklar ağırlıklı olarak içinde yaşadıkları toplumun kültürünü taşırlar ve bu kültürü ebeveynlerinden ve çevrelerindeki yetişkinlerden öğrenmeye başlarlar. Baba ve anneler önce ‘Teknolojiyi ne kadar ve ne kadar bilinçli kullanıyorum’ diye düşünmeli, sonra çocukları için endişelenmeye başlayabilirler” dedi.
Teknoloji bağımlılarının bu durumu kabullenmesinin zaman alabileceğini vurgulayan Dinç, bağımlıların etrafındaki kişilerin yardımlarının faydalı olabileceğini belirterek, bağımlı bireylerin inatçı olarak algılanmaması ve yardım edenlerin tavrının onları emir vermek ya da yönlendirmek olmaması gerektiğini sözlerine ekledi.