Güney Kore’nin korku sineması konusunda ne kadar başarılı olduğu konusunda bir fikriniz var mı? Sadece korku demek yanlış olur, Güney Kore sineması Hollywood ile kıyas edilebilecek tek sinema desek daha iyi olacak. Bu yazımızda ise karşımızda Güney Kore çıkışlı bir oyun olan White Day: A Labyrinth Named School var.
Güney Kore’nin kendi kültürel mitleri ile bağdaştırdığı senaryoları bizleri hep etkilemiştir. Kendi kültürlerinden olmayan ögeleri bile iyi bir şekilde kullanmayı başaran Güney Koreliler. Train To Busan adlı filmde hem batıya özgü zombi ögesini kulanmış, hem de buna aile, sevgi, dram, gerilim ve korku eklemeyi başarıp, efsanevi bir zombi filmi ortaya çıkarmayı başarmışlardır. Güney Korelilerden bu kadar bahsediyor olmamızın sebebi White Day: A Labyrinth Named School adlı oyunu inceleyecek olmamız. Lafı daha fazla uzatmadan oyun hakkında konuşmaya başlayalım.
Anime serilerinin vazgeçilmez klişelerinden olan “yeni nakil öğrenci” bir karakter olan Hee-Min Lee’yi kontrol ediyoruz. Yeondou Lisesi’ne yeni gelen Hee-Min, her liseli erkek hikayesinden alışık olduğumuz gibi okulun en popüler kızı olan So-Young Han’a aşık olmuştur. Günlüğünü yanlışlıkla okulun bahçesinde unutan So Young’un günlüğünü fark eden Hee-Min bundan istifade etmek ister. Günlüğü alır ve hazırlattığı kalpli çikolata aranjmanıyla beraber So-Young’un kalbini çalmak için gece vakti okula geri gelir. Hedefinde hazırladığı günlük ve çikolatayı So-Young’un sırasına bırakmak olsa da Yeondou Lisesi’nin kahramanımız için planladıkları çok farklıdır.
Okul zaten okula çevrilmeden önce savaş sırasında hastane olarak kullanılmasıyla ilgili meşhurdur; hayaletlerin gezindiği, yaşanıldığı söylenen cinayetler gibi söylentiler öğrenciler arasında sürekli konuşulmaktadır. Hee-Min’de gece okulunu atar atmaz kepenler üzerine kapanır ve içeride olan birkaç öğrenciyle kilitli kalır. Yalnızca kilitli kalmış olsa da adeta kafayı yemiş bir hademe ve gizemli olaylar Hee-Min’in peşinden düşmeyecektir.
White Day, Doğu Asya ülkelerinde sevgililer gününden tam bir ay sonra yani 14 Mart günü kutlanan özel bir gün. Bu günde 14 Şubat tarihinde hediye alan erkekler, teşekkür olarak hediye veren kızlara tekrar bu tarz hediyeler verirler ancak her kıza değil sadece hoşlandıkları kızlara. Yani Hee-Min’in çikolata alıp So-Young’a hediye etmeyi düşünmesi bugüne bir gönderme olarak düşünülmüş. Oyunun asıl çıkışının 2001 yılında sadece Windows platformuna olduğunu ve 2015 yılında telefonlar için tekrar uyarlandığını ve 2016 yılında İngilizce desteğine kavuştuğunu ve son olarak geçtiğimiz yılın Ağustos ayında tüm platformlardaki yerini aldığını belirtelim. Tabi bu süreçte oyunda grafiksel iyileştirmeler de yapılmış.
Kıyaslama yapmak istersek White Day’in Outlast’ın Asya sürümü olarak nitelendirebiliriz. Outlast’taki şiddetin burda olmadığını ancak temelde aynı fikrin yattığını belirtelim. Daha çok Kore folkloru ve hayaletler ile harman edilmiş mistik bir havanın olduğu oyun son derece heyecanlı.
Oyun en başta çok heyecanlı olsa da birkaç saat sonra insanı sıkmaya başlayabiliyor. Çünkü oyun devam ettikçe karşınıza hiç yeni bir şey çıkmıyor. Hala peşinizde neden bu kadar sorunlu olduğunu bilmediğiniz topal bir hademe ve ani korkutma ögeleri sizi oyun içerisinde tetikte tumaya çalışıyor. Hademe en başta son derece ürkütücü fakat ondan kaçarken okulun bir ucundan bir ucuna gitmeniz gerekiyor ve ondan kurtulduğunuzda onca yolu geri dönemk can sıkıcı oluyor.
Oyunu Kore dublajıyla oynamanızı tavsiye ederiz çünkü İngilizce dublaj olayın büyüsünü bozuyor. Asya filmi, dizisi izleyenler iyi bilirler bu yapımları özel kılan kendi dillerindeki dublajlarıdır. Bunlara ek olarak oyundaki konuşmalarda seçenekli cevapları da oldukça beğendik. Küçük “bul ve kullan” tarzındaki bulmacalarınsa bir süre sonra sadece oyunun süresi uzasın diye eklendiğini hissediyorsunuz. Etrafa dağıtılmış dökümanlar da daha önceden yaşanmış olaylar hakkında ufak bilgiler veriyor.
Oyunun başında size zorluk seçeneği de sunuluyor. Kolayı seçerseniz SMS olarak size ipuçları geliyor ve daha dayanıklı oluyorsunuz. Seviyeyi arttırdıkça ipuçları gelmiyor ve dayanıklılığınız da azalıyor. Ölme konusundaysa, bir yere saklanıp karakterinizin kendisini toplamasını bekleyemiyorsunuz. Sağlık bulup, iyileşmeniz gerekiyor. Ölürseniz en kayıt yaptığınız noktadan tekrar devam edebiliyorsunuz. Kayıt yapmak için koridorlara dağıtılmış ilan tahtaları bulmanız ve kaleminizi kullanmanız gerekiyor.
Ürkütücü ve güzel bir ortam sunan oyunda Doğu Asya mitolojisini hissediyorsunuz. Ancak bir yerden sonra bu atmosfer yerini sıradanlığa bırakıyor. Tüm olumsuz yönlerine rağmen bu oyunu denemenizi tavsiye ederiz.
White Day: A Labyrinth Named School’ı Steam üzerinden 49 TL ödeyerek satın alabilirsiniz.
